10 Temmuz 2009 Cuma

Unplugged...

..
Bazı insanlar vardır, aylar yıllar görüşmeseniz de hep aynı kalır ilişkiler.

MK ile biz 5 sene beraber kafa patlatıp, hayatı tam da istediğimiz gibi evirdik çevirdik. Yolda kalsam, lastiğim patlasa, polis çevirmesine takılsam falan dediğimde aklıma gelen ilk 2 isimden bazen 1.si bazen 2.sidir kendisi.

Tam 10 ay olmuş ayrı düşeli ama piç sırıtışlarımız hala aynı, aynı anda aynı tepkileri verip, aynı iğrenç gülüşlerle gülebiliyoruz ve de hala hiç konuşmadan aynı şeyi düşünüp aynı anda aynı noktaya kitlenebiliyoruz.

Bu akşam da masayı envai çeşit donattık, ebi ten yemezsek ölebiliriz diye ebi ten gelsin, daha önce kullanılmamış yağ kullanın bizi sinirlendirmeyin dedik, sesame crunchy falan… hayvanlar gibi yedik, içtik. Çok acaip muhabbetler, memleket nasıl kurtulur tadında hayata dair analizler ve de “o ha abicim o ne sırt, yavrum nereye gidiyosun” derinliğinde bazı tespitlerden sonra, arabalarımıza gitmek üzere mekandan ayrıldık.

Bu MK bi de haşin görünüşünün altında çok acaip baba bir adam olduğu için, yürüyerek 25 adım falan uzaklıkta olan diğer otoparka arabayla girdik, beni üçbuçuğuncu kata bıraktı kendisi arabasıyla, o arada dinlediğimiz cd’yi “hımm güzelmiş” diyerek kendisinden hunharca talep ettim, “ama ya ben” derken cd’yi bana vermiş bulundu.

MK bazıları için çekilmez, dünyanın en zor adamı olmakla birlikte; sanırım benim hayatta en iyi anlaştığım adamlardan biri. 10 ay önce o giderken acaip öksüz kalıcam demiştim, hakkaten de kaldım…

...

Bir zaman, Seattle’daydık, bir akşam önce bir barbakü partisine gitmemiz gerekti, etten pek fazla hazzetmeyen bir insan olarak sadece şarap içtim, tam otele dönecektik ki, yolda “şu barda şahane müzik var” dedi birileri, o bara kırıldı direksiyon.

Seattle’da hangi barda şahane müzik yok ki, adamlar nirvanayı hendrixi falan doğurmuşlar, tabi tüm barlar şahane.

Bara girdik, bir takım şekerli saçma içkiler, off çok tatlı oldu birayla cila, gelsin shotlar derken, nasıl sarhoşuz belli değil… bir ara drummer off aldı, barda drummerla sohbet ederken bulduk kendimizi, sonrası bol kahkaha, dans mı ettik, benim elimdeki stickler neydi, peki ben o gitaristin arkasında davulun yanındaki spota ne zaman varmıştım… drummer Andrew C. diye bir çocuktu, kart istedi, ben de o sırada çantamdan bir kart çıkartıp verdim...

sonra “barbekü partisinde Greater China VP’si yanımdaydı, ulan galiba çocuğa GC’nın VP’sinin kartını verdim” diye günlerce anırarak güldük.


Velhasıl hayata dair fingers crossed ve unpplugged her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsak...
.
.

7 yorum:

headcleaner dedi ki...

öyleyse buyrun bu da sabah hüznü olsun seattle'lı o sarı çocuğun playlistinden;
http://rapidshare.com/files/254057158/WDYSLN.rar.html

Gülben dedi ki...

ben de bu linki paylaşmak istiyorum zat-ı alinizle o taktirde - her ne kadar NC sizin diyarda ne kadar seviliyor tam emin olamasam da :)

http://emr.emi.com/go.asp?/bEMU001/qTBYLDF/xGJZLDF

headcleaner dedi ki...

olaydan haberdarım, ancak bizim diyarlardaki NC sevgisinden emin olamayışınız ya blogumu okumadığınız ya da benim kendimi ifade etme konusunda sıkıntılar yaşadığım sonucunu doğuruyor.
madem linkten gidiyoruz şöyle komik linklerle devam edelim;
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=headcleaner+and+the+bad+seeds

Gülben dedi ki...

Yok aman blogunuz ilgi ve dikkatle okunmakta yanlış anlaşılma olmasın :) ancak çok sevdiğimiz Mick de gitti diye Nick pek bi gariban kaldı yorumları olunca ben şeettimdi... Ancak headcleaner+and+the+bad+seeds linkinden anlaşılıyor ki, aslında Nick’in yerini alabilirmiş headcleaner, ondanmış “olmuyor koçum” commentleri :-p
(zaten blog yazarları kendilerini ifade etme güçlüğü çekmezler, okurlar bazen güç anlarlar)...
Link vermek yakışır diye http://home.claranet.nl/users/maes/cave/songs/songs82.html diyorum, tam da Sad Dark Eyes dinlerken...

headcleaner dedi ki...

Collectors Hell! öyle severdim ki bu siteyi :)
Nick Cave gariban mı kaldı bu duruma kendisi mi getirdi bad seeds'i orasını tam bilemiyorum ama o weeping song'u izleyince "benim sevdiğim şey bu değil" diye düşünmedim değil...

Hem blogumdaki çocuk kim sanıyorsunuz ki? :))

Gülben dedi ki...

kaşlarına ve gözlerine bakarsak, sadece ve sadece bir kişi olabilirmiş gibi... büyüyünce şöyle bişey olmuş olabilir mi kendisi? http://img.thesun.co.uk/multimedia/archive/00799/08-10-2004---12_03__799728a.jpg
yoksa yine mi yanılıyorum :)

bu da hediye link; pek güsel
http://www.ogonzoo.org/storiesandtalltales/entries/2005.08.16-nick-cave.jpg

headcleaner dedi ki...

yanılmıyorsunuz :)
linkte güzelmiş...