10 Temmuz 2009 Cuma

Bir temmuz günü rastladım size...

Bugün şöyle şeyler oldu.
Sabah uyku sersemi evde gökkuşağı vardı mesela, tam evin içinde diildi ama yakındaydı yani.
Sonra evden çıkmadan şu nerden neden nasıl bir ruh halinde aldığımı hiç hatırlamadığım albümü attım çantaya (haftasonu bütün cd’lerimi topladım çok yorucu bir çalışma sonucu) ve hala çözemediğim bişekilde bana eskilerden iyi bir sesi hatırlattı ama kimi, bak hala bilmiyorum.
Ofiste uzun zamandır “aman olmasın” dediğimiz bir iş, bugün oldukça az yoraraktan bizi, geçti, bitti, oh çok şükür.
Aslıhayvanı uzun zamandır süren sessizliğini bozdu, haraptar’da akdeniz insanını bekliyoruz hala (yazar da bir akdeniz insanı olduğundan uzun sürüyor yayına hazırlanması).
Ofisten 16:59’da çıkmayı planlarken, 16:45 itibari ile başlayan ve 1.5 saat süren bir teleconf’a kaldım, acaip sıkıldım. Tüm İngilizlerin (en azından benim tanıdığım tüm İngilizlerin) gerizekalı olduğunu düşünüyorum… Havasından mıdır kraliyet kırmasından mıdır bir salaklık var… Aptal insanlardan çok rahatsız oluyorum, aptal olup aptal olduğunu bilmeyenlerden fena halde sıkılıyorum. Aptal olup aptal olduğunun farkında olmayan ve kendisini akıllı sanıp ısrar edenlerden direkt nefret ediyorum.
Dönüşte köprüde son cohiba’mı içerken çok efkarlıydım, bırakıp gidesim var her şeyi diye düşündüm uzun uzun, hatta 10 gün kalıp da çok mutlu olduğum uzak bir memlekete gitsem, ekvator bölgesi her daim ılıman, yağmur mu istedim çıkarım yağmur ormanlarına daha da iyisi şamda kayısı falan diye içimden geçirdim… bayağı bayağı sardırırken ulan keşke olsa diye, K’den mail geldi, “çok sıkıldım kanada açıklarında (hah hahah kanada bile kesmemiş) kuzey denizinde bir petrol platformunda mı çalışsam diyorum” diye…
Sonra eve geldim, gmail’de mesaj: Betsey Johnson is following you on Twitter. Hahh hahahah betsey yavrum zahmet etmiş, alçakgönüllü kadın tabii, bak vivienne’e burnu düşse eğilip almaz, onu da izliyorum, geri dönüp izliyor mu beni….
Neyse bir kadeh soğuk koydum, güneş yine bi güzel battı kalamış’ın üstünde… Dün mü gazetede vardı, güneşin en güzel battığı iller arasındaymış bizim il, anasını sattıımın..

10 yorum:

Gülben dedi ki...

tarih niye 10'u diye sorasım var kendi kendime...

nazif dedi ki...

Yazar bu eserinde Zurück in die Zukunft diyor.

aslı hayvanı dedi ki...

ben de başta gurur duydum, vayyyy "twitter update'lerim ööle şükela ki aliyah jones bile kalkmış taa orlardan beni izlemeye almış" diye. ama sona aliyah'ın update'lerini okuyayım dedim, moralman çöktüm. buyrun!

http://twitter.com/AliyahJones

Gülben dedi ki...

kim ki o? şöyle demiş "I'm going to get the kids from their from the library" from their from the library kısmı beni fena çarptı... üzerine biraz düşünmek istiyorum.

artık yazdığım tüm yazılar 10 temmuz'a mı kitlenicek diye bi merak var içimde. sonsuza dek 10temmuz'da mı yaşıycam? aslında fena bi gün diildi ya, olabilir belki... hımmm bunu da düşünmek istiyorum.

bi de şöyle bir blog yazısı yazmak istiyorum:
tez-antitez. bi tarafta "once a boyfriend always a boyfriend" diyenler, anti-tez'de "one girl's trash is another girl's treasure" diyenler... 10temmuz'da yazmak istiyorum.

Gülben dedi ki...

dita'nın hastasıyım, dün şöyle twitlemiş: I was thinking of having a nightcap and my nightly bubble bath at Bardot tonight. I get so bored of bathing at home alone....
marilyn manson'la banyo yapmak nasıldı diye sormak istiyorum.

aslı hayvanı dedi ki...

aliyah'ı tanıyosam ne olim. hankı mantıkla insan izliyolar bilmiyorum. o kadıncaaz da beni izlemeye karar vermiş.

ama gözer şeyler de olmuyo diil o alemde. mesela hastası olduğumuz bi artiz abimiz demiş ki "bu gece iyi uyumam lazım, yarın bilmemne dizimin 2. sezon çekimleri başlıyo" filan. kelly bundy ablamız bugünkü crossword puzzle'ın çok kolay olduğundan dem vurmuş felan. eğlenceli.

ben 15 yaşındayken bu twitter olsaydı kalbim dayanmazdı sanırım. "allah simon le bon şööle demiş, john taylor ayaanın resmini komuş" deye :)

Gülben dedi ki...

hah ahahah ben de kesin ivan lendl'ı takip ederdim ve de tabii adidas'ın IL için yaptığı tüm çorap, t-shirt vesaireyi :))

aslı hayvanı dedi ki...

ah, ivan lendl. wimbledon'u bi kazanamadı azizim.

Gülben dedi ki...

olsun gönlümüzü kazanmıştı :-p
bildiğin aşıktım kendisine. ayrıca aynı çoraplardan falan ısrarla alıp, o kreasyona ait torbaları bile atamayan bir gençlik geçirdimdi...

aslı hayvanı dedi ki...

ben edberg'e aşıktım. boris becker'le 300 saatlik finaller oynarlardı. asabi ve heyecanlı becker mahkeme duvarı gibi edberg'e çarpınca raketlerle, kortun üstündeki kuşlarla filan konuşmaya başlardı dellenip.

hey gidi :)