16 Ocak 2009 Cuma

Ferdi Tayfur’la birlikte, hep beraber: Prangalar vurun Ayaklarıma!

Geçen gün Aslı Hayvanı süperüstü bir yazı yazmış – temizlik cinnetten gelir. Doğrudur. Kendisi cinnetten gelmezse, o zaman cinneti getirir, vesile olur velhasıl.
Yazı kadar seçilen
görsel de müthişdi.
Aynı günün akşamı, kıtalararası seyahatimi tamamlamama yakın, kozyatağından aşağı doğru inerken, bu dinmek bilmeyen pis yağmur ve de saat tabii ki geç, hava tabii ki karanlık iken, yolun sağında seri hareketler yapan beyaz birşeyler gördüm. Birşeyler diyorum, ilk başta tam anlayamadım ne olduğunu… Sonra detaylara hakim olunca anladım ki: iki çocuk çöp arabasına hazırlık yapabilmek için çöp konteynırını caddeye çıkartmakta imişler. Seri hareketler öndeki çocuğun ayak hareketleri… Beyaz birşeyler de: Ceyo terlikler…
Şimdi bir toplumun / milletin bireylerinde ayrı ayrı bakıldığında, ayrı ayrı sonuçlar ile kendini gösteren bir saçmalama hali varsa; bunun geneline bakmak ve toplumun toplu olarak hastalanmasına sebebiyet verecek neler var diye araştırmak gerekir (bence).
Hepimiz “say” dense, binlerce sebep sayarız; ama Ceyo terliklerini ilk 100’e bile almayız korkarım – oysa sanki almamız gerekir.

Bu Ceyo terlikleri, piyasaya çıktıkları ilk günden beri pek şekil değiştirmemişlerdir.
Lacivert ve beyaz renkleri vardır.

Lacivertler genelde evde yardıma gelen kişilere verilmek üzere (yardımcılar, ustalar falan) bulundurulurken ve nedense daha maskülen iken; beyazlar cinsiyet ayrımı yapmaz, belli bir amaca hizmet eder: illa temizlik / hijyen falan çağrıştırması gereken tüm mekanlarda mutlak suretle kullanılır. Allah düşürmesin ama işiniz bir diş hekimi muayenehanesine de düşse, bol donanımlı bir hastaneye de; ayakta bu beyaz plastik terlikler vardır. Yetmez hertür klinikte çalışan ama laboratuara uzaktan bakması bile gerekmeyen herkes bu beyaz terliklerden (sabo da diyen olur) giyer. Döner kesen kişi kendi küçük döner kesme ünitesinde; pastanede pasta, börek pişiren kişi fırın bölümünde falan bunlardan giyer… Bir ortak nokta daha vardır: İçine illaki beyaz çorap giyilir bu beyaz plastik ceyo terliklerin… ve bu içine beyaz çorap giyilen beyaz plastik ceyo terlikler asla sadece giyilmeleri gereken o hijyenik / temiz ortamda giyilmez, yetmez yani yurdum insanına o rahatlatan beyazlık, illa o alanın dışında da giyilir ve kısa sürede griye dönüşürler..


Bu toplumsal cinnet sebebini farkedince, biraz araştırma yaptım. Ceyo terlikleri 1964ten beri delirmemiz için adım adım ilerliyor (burada bu “adım adım” deyimi de ancak bu kadar uygun olabilir). Ceyo terliklerinin websitesinde, “AYAKKABI, TERLİK VE SANDALET ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR” diye bir bölüm var. Sanırım kendilerine de uzun gelmiş bu üçleme ve yazının devamında “ayak giysisi” diye bir ifade kullanmayı yeğlemişler… Ayak giysisi de üzerinde ayrıca durulması gereken bir konu değil mi? Eski insanlar ayağı bir kaba koyarken, Ceyo bu kap olayını aşağılık ve yetersiz bulmuş “giysidir doğrusu” demiş. Yine aynı yazıda (ki 21 tane madde var burada) birer satır ara ile (madde2 ve madde4) sağ ve sol ayaklarımızın büyüklüklerinin birbirinden farklı olduğu konusunda ısrar edilmekte ve bu anormallik toplumumuzun beynine adeta bir şırınga ile enjekte edilmekte ("ayaklarınız da farklı büyüklükte sizin…. Siz zaten direkt anormalsiniz" gibi bişey bence). Aynı makalede, eğer ayağınıza küçük ya da büyük gelen ayak giysileri alırsanız, (bakınız nasıl hemen alıştık, ayak giysisi terimini sanki yıllardır kullanır gibiyiz) ayak giysisi deforme olur ya da iç astar yırtılır deniyor ("ayaklarınız umrumuzda değil, mühim olan ayak giysileri, hem zaten daha bir çiftini eşit olarak tamamlayıp doğamıyorsunuz bile…"). Bu ayak giysileri insan sağlığına zarar vermeyeceği ifade edilen boyalar ile boyanmakta imişler ama buna rağmen ayaklarımızı ve çoraplarımızı bir müddet (?) boyayabilirlermiş – bu durumda yapılması gereken ceyo'nun ayakları ve çorapları boyamayacak boya kullanması olabilir mi? diyenler tabii ki yanılıyorlar çünkü Ceyo'nun, biz ayak büyüklükleri eşit olmayan insanlığa önerisi: bir müddet (?) ayak giysisi ile aynı renk çorap giymemiz... (aslıhayvanı; "çorap giymezsek ayaklarımızı aynı renge boyayalım mı?" sorunu duydum; geç yerine sıfır!) Velhasıl, yazı çok uzun, 21 maddeden ancak ilk 9’unu okuyabildim. Devamı için isterseniz: http://www.ceyo.com.tr/default.asp


Bu Ceyo konusu seni niye bu kadar sardı hocam derseniz; en son birkaç ay önce Londra’ya giderken, hatırlayanlar olacaktır, yarı hacı oldum sayılır… Hacca gidenlerle gate’e kadar beraberdim, istemeden de olsa… Uçaklarımız yanyana gate’lerden kalkacağı için, bir kolu en az 5 kilo gelecek, göbeği kimbilir kaç kilo bazı çirkin türk erkeklerini toplu olarak ve topunu da yarı çıplak olarak aynı anda görmek durumunda kaldım. Travmatik bir durumdu benim için. Saat sabah çok erkendi. Henüz kahvemi yudumlamak ve ayılmak üzere idim ki, bir anda beyaz peştamallara sarmanlanmış (bazısı tek omuz yapmış, bazısı sıtıraplez model), göğüs kıllarının görünmesi makbul tabii ve beyaz peştamalları haricinde sadece tur şirketinin verdiği küçük çantalarını, boyunlarına asmak suretiyle, göbek üstüne konuşlandırmış ve hepsi aynı model (ki yazımıza konu olan ünlü Ceyo şirketinin sayfasında da; Hac ve Umre Özel Koleksiyonu diye ayrı bir pencerecik yaratılmıştır bu ürünler için) ayak giysileri giymiş idiler.


O sırada Aslı Hayvanı ile sms ya da e-mailleştiğimi ve kendisine yaşadığım şoku aktardığımı hatırlıyorum. Bir de şu fotoyu çekmişim ve bugüne kadar da silmemişim… Demiştim ben, toplumun saçmalaması bireylerin saçmalamalarının toplamından ibarettir diye…

11 yorum:

a.k.a. ay parçası dedi ki...

Yaw bu kadar kızma ceyolara. Ben çok severim aslen. Mesela bir modeli var ki, onlarsız edemiyorum. Amerika'ya dahi götürmüşümdür. Ehi :-)

aslı hayvanı dedi ki...

ceyolar konusunda nadide bi tesbitimi de aktarmak istiyorum hemen burda. annem ve babam, ayak baş parmakları, kendilerini dünyaya sergilemeye karar verene kadar giyiyorlar o meredi. sona annem haroinman gibi "aslı, ceyom biddi. bana hemen ceyo al" diyerek beni arıyo telefonda. eniğimi okula mı bırakmam lazımmış, ben hasta mıymışım, dışarda -3 derecede blizzard mı varmış, bunlar hiç önemli değil. hemen ceyo alınması gerekiyor. sanırım ki annem ceyolarını benden daha çok seviyor. e kendileri de bu kadar böbürlendiklerine göre var bi hikmeti zahir diyorum.

nazif dedi ki...

ufak bir yanılgıyı düzeltmek isterim. ceyoları meslek icabı ya da kutsal mekanlara giderken giyenler hijyen ya da rahatlık amacıyla giymiyorlar.

biliyorsunuz bu amerika'da iş yerinde cinsel taciz (seksüel harasman) çok önem atfedilen bir husustur. iş arkadaşına, müşteriye yan bakarsan hemmen eşyalarını karton kutuya doldurtup kapıya kadar güvenliğe eşlik ettirirler. keza müşterinin, ziyaretçilerin de dükkan çalışanlarına yalanarak bakması arzu edilen bir şey değildir.
amerikalılar bu harasman mevzuuna onyıllarca çözüm bulamamışlar; hastanelerde, muayenehanelerde, kuaförlerde gerek şoko partiler, gerekse konvansiyonel orjiler gırla gidiyormuş. ta ki dikkatli bir İK müdürü bir gün brooklyn'de türk marketine girene kadar. dükkana girer girmez kulak çınlaması aniden geçmişçesine libidosunun birden yok olduğunu gören bu işine aşık müdür, işin sırrının kasiyer kızın ceyolarında olduğunu idrak etmiş ve o tarihten sonra amerika'da harasmanın lafı edilmemiş.

nitekim ellili yıllarda cazibe simgesi olan hemşireler artık bu şekilde anılmamakta, tarihe hakim olmayan kişiler de hastanelerde artık gudubet hanımların istihdam edildiğini sanmaktadır. hayır, hanımlar gayet zarif, ama anti-libido ceyo tedbiri sayesinde sen o gözle bakamıyorsun.

hiç "umreye gittim beni ellediler" dendiğini duydunuz mu? duyamazsınız, çünkü arap akıllı; kuralı koymuş, herkes ceyo giyiyor.

Gülben dedi ki...

aman efem ay parçası aramıza geri dönmüş! demek sevdiğiniz bir nesneden bahsetmemiz gerekiyormuş sesinizi duyabilmemiz için :)
hoşgeldiniz efenim.

Gülben dedi ki...

syn nazif bi tanesiniz şu alemde.

ve de aslıcım ayla teyzeyi de hakkat canlandırdım biran zihnimde "biddi, hemen al" derken.. :)

aslı hayvanı dedi ki...

nazif bey, ceyoyu bir tesettür nesnesi yapmış, bılavo diyorum. iran'da ceyo giymeyen kadınlar recm ile cezalandırılıyorlar mı?

ece arar dedi ki...

ya valla her gün yaz sen noolur

a.k.a. ay parçası dedi ki...

Hoşgördük efenim. Çok naziksiniz. "Ceyosuz çıkmam abi" kıvamında bir ceyoseverim netekim.

Buna mukabil, ceyonun libido öldüren bir obje olduğu mevzuunda Nazif Beyefendiye katılmamak elde değil. Gayet anti-erotik objeler ama seviyorum, çünkü çok rahatlar. Bunların daha şık olan ancak aynı ölçüde rahat olan ecnebi muadili ise Merrill marka terliklerdir. Hatta parmak arası olan bir modeli var ki, bende 3 tane aynısından var (Bu da pek normal değil ama neyse, vardır Froydyen bi açılımı). Hatta parmak arası terlik parmak arama tecavüz ediyor diyen Aslı hayvanım bile tecrübe edip hak vermişti bana. Ayak dediğin rahat olacak, ceyodan şaşmayın :-)

şule dedi ki...

bence ceyolu hacılar görseli aslının temizlik gorseline bin basar :)
ayak giysisi de ne süper bir lafmış yalnız. "siz sıradan insanlar ona terlik, sandalet falan diyorsunuz ama onun daha ulvi bir adı var" demek için herhalde.

Gülben dedi ki...

yaa şule sorma :))
ben ayak görmeye dayanamam, yaz gelirken beni bir sinir / stres sarar "şimdi bütün nasırlı topuklar, tüm pedikürsüz ayaklar açık ayakkabılara (ayak giysisi demeyi akıl edememişim) kavuşacaklar" diye... o sabah bu görüntüyü bi de o hacı adaylarına çaktırmadan çekebilmek için ne çaba sarfettim, sanki makinanın nasıl çalıştığını merak etmişim ya da "yav ben buna pil koymuşmuydum, dur ani merak geldi" gibi bir iş ses yaratmaya çalışaraktan (hani soran olursa, aa ne alakası var, ben pili var mı ona bakıyodum falan diycem)... Buna da froydiyen bişey bulunur elbet ama ben sadece ileride yazacağım ceyo yazısının bilinçaltından kendini hissettirmesi deyip geçmek istiyorum, yoksa düpedüz hastalıklı bir durum :-D

aslı hayvanı dedi ki...

ben de ayakkabı satıcılarının eline yetki verilmesini talep ediyorum. her ayak parmağı ayrı yöne bakan ama aymaz şekilde açık ayakkabı almak isteyenlere satmasınlar, yasak olsun.