6 Ağustos 2009 Perşembe

He's our Man


Çok sıcaktı. Çok kalabalıktı. Bir sürü çirkin insan da vardı. Açıkhavanın girişi köprü gişelerinden de fenaydı. Yerimize oturmuş (hem de amerikalı) bir çiftle bir süre tartışmak zorunda olmamız çok anlamsızdı. Ali bana zorla alaska frigo yedirdi. Önümüzde oturan 60 yaşlarında 3 kadından bir tanesi tümmm şarkılarda, sözleri ve ritmi ne olursa olsun kendince dans etti / bizce gereksiz sallandı durdu. Yanımda oturan amerikalı adamın arada kafası düştü...


Ama 3 saat ve 23 parça boyunca hiç off demedik - cause he is really born with the gift of a golden voice. Başladığında dolunayın azıcık (ama çaktırmayacak kadar azıcık) bozulmuş hali açıkhavanın tam tepesindeydi, biterken hilton'a yaslanmıştı.


İyi ki gittik.


Bütün gece çok güzeldi ama benim için gecenin peak noktaları:


- boogie street - salute edişini hiç bozmayan LC görüntüsü ile; first we take manhattan (then we take berlin) - bu şarkıyı hep bi çok sevdiğimden; heart with no companion - sadece sözlerini pek sevdiğimden; everybody knows - olmazsa olmaz olacağından second runner-uplar...

- famous blue raincoat, sahneyi de mavi yapan ışıkçıya rağmen, gerçek bis olduğu için first runner-up...

ve

- waiting for the miracle - gerçek bir başyapıt olduğundan ve de bu kadar mı süper yorumlanır?


ayrıca dino soldo da artık hayatımızda sarsılmaz bir yere sahip... bir çalgıya nefes girince hasta oluyorum, bu nefeslileri çalanlar da hep şahane adamlar oluyorlar.


Hiç yorum yok: